Atasözleri bildiğimiz gibi toplumun yıllardır deneye deneye tecrübe sahibi oldukları, çeşitli konularda söylenen; söylendiği veya yaşandığı çağa ve topluma göre kesin geçerliği olan, halkın deneyim süzgecinden geçmiş özlü ve yoğun anlatımlı sözlerdir. Ben bauda Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi köyde de söylenen, çocukluğundan beri köylünün ağzında söylendiğini bildiğim atasözlerini aktarmaya çalışacağım.
At binenin kılıç kuşananın.
At ölür meydan kalır yiğit ölür şan kalır.
Aç ayı oynamaz.
Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş.
Ambarda sıçan aç kalmaz.
Aç köpek fırın deler.
Az veren candan, çok veren maldan
Azıcık aşım kaygısız başım olsun.
Ağaç yaş iken eğilir.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
Akacak kan damarda durmaz.
Ak akça kara gün içindir.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az.
Almadan vermek Allah’a mahsus.
Anasına bak kızını al, oyasına bak bezini al.
Ayağını sıcak tut başını serin.
Et tırnaktan ayrılmaz (et tırnaktan ayrılır mı?)
Eceli gelen köpek cami duvarına işermiş.
Elini, dilini, belini sağlam tut.
Allah herkesin gönlüne göre verir.
Er olan ekmeğini taştan çıkarır.
İmam evinden aş ölü gözünden yaş gelmez.
Kızını dövmeyen dizini dövermiş.
Öküz altında buzağı aranmaz.
Ummadığın taş baş yarar.
Ummadığın taş araba devirir.
Eden bulur, inleyen ölür. (Arayan bulur inleyen ölür)
İşten artmaz dişten artar.
İşleyen demir ışıldar.
İşleyen demir pas tutmaz.
İkik gönül bir olunca samanlık seyran olur.
İyilik et deniz at, balık bilmezse Hâlık bilir.
Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
Bal tutan parmağını yalar.
Bir deli bir kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
Biri yer biri bakar kıyamet bundan kopar.
Borç ödemekle, yol yürümekle tükenir.
Büyük başın büyük derdi olur.
Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz.
Bıçak yarası onulur ama dil yarası onulmaz.
Tarlanın küçük taşlısı, kızın uzun saçlısı.
Tekkeyi bekleyen içer çorbayı.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
Cemaat ne derse desin imam bildiğini okur.
Can çıkmayınca huy çıkmaz.
Can boğazdan gelir.
Çağrılmayan yere simitçi ile şıracı gider.
Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz.
Çok konuşan çok yanılır.
Çivi çiviyi söker.
Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.
Damlaya damlaya göl olur.
Dost başa düşman ayağa bakar.
Dert ağlatır, aşk söyletir.
Dinsizin hakkından imansız gelir.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Gittiğin yerin bir gözü kör ise sen de bir gözünü kapat.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy.
Zenginin malı fakirin çenesini yorar.
Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır.
Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına.
Çoğu zarar azı karar.
Halep orada ise arşın burada.
Gurbette yalan söylemek hamamda şarkı söylemeye benzer.
Hastaya yatak mı sorulur?
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek içer.
Sel gider de kum kalır.
Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Sürüden ayrılanı kurt kapar.
Sen bilirsin deyince kavga olmaz.
Sağ olana her gün düğün bayram.
Deliye hergün bayram.
Sakla samanı gelir zamanı.
Sabreden derviş muradına ermiş, sabretmeyen derviş sabaha kadar gebermiş.
Sabrın sonu selamettir.
Suçu gelin etmişler kimse almamış.
Su uyur düşman uyumaz.
Su destisi su yolunda kırılır.
Zararın neresinden dönülse kârdır.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Zalımın zulmü varsa mazlumun Allah’ı var.
Acele işe şeytan karışır.
Akıl yaşta değil baştadır.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Kara gün kararıp kalmaz.
Geceler garibindir.
Kazın geleceği yerden tavuk esirgenmez.
Kızı kendi başına bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya.
Kalbden kalbe yol vardır.
Kambersiz düğün olmaz.
Kurt dumanlı havayı sever.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.
Korkulu rüya görmektense hiç yatmamak iyidir.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler.
Gülü seven dikenine katlanır.
Gül dikensiz olmaz.
Gelen gidene rahmet okutur.
Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.
Göz görmeyince gönül katlanır.
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Gönül kimi severse sultan odur.
Görünen köy kılavuz istemez.
Gülme komşuna gelir başına.
Kel başa şimşir tarak.
Kelin merhemi olsa kendi başına çalar.
Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı denir.
Kimi nalına vurur kimi mıhına.
Lafla peynir gemisi yürümez.
Dilin kemiği yoktur.
Leyleğin ömrü laklakla geçer.
Mart içeri Çingen dışarı.
Martı ayı dert ayı.
Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır.
Mal canın yongasıdır.
Meramın elinden birşey kurtulmaz.
Merhametten maraz hasıl olur.
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Mühür kimde ise Süleyman odur.
Ne Şam’ın şekeri ne Arabın yüzü.
Ne şiş yansın ne kebap.
Nuh der peygamber demez.
Vermeyince mabut neylesin Mahmut.
Haydan gelen huya gider.
Her koyun kendi bacağından asılır.
Her yüze güleni dost sanma.
Her işin başı sağlık.
Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli.
Yarası olan gocunur.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Yanlış hesap Bağdat’tan döner.
Yumuşak atın çiftesi pek olur.
Yerin kulağı vardır.
Yolcu yolunda gerek.
Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
Yuvayı yapan dişi kuştur.
Yüz buldu da astar ister.
Yetim malını yiyen onmaz.
Yaş yetmiş iş bitmiş.
İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.
Keskin sirke küpüne zarar.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Ateş olsa cürmü kadar yer yakar.
Nal der mıh demez.
Arabın istediği kırmızı pabuç.
Bu bölümde de köyde, halk arasında en çok kullanılan hayır duaları veriyorum. Bunların içersinde her tarafta söylenip, çok yaygın olanlar olduğu gibi pek yaygın olmayıp orijinal olanlar da vardır.
Allah razı olsun.
Allah işini rast getirsin.
Allah hasretine kavuştursun.
Allah akıl fikir versin.
Allah zihin açıklığı versin.
Allah ne muradın varsa versin.
Allah gönlüne göre versin.
Allah hayırlısını versin.
Allah ömürler versin.
Allah dirlik düzenlik versin.
Allah geçim bahtı versin.
Allah son nefeste imam selametinden ayırmasın.
Allah bir yastıkta kocatsın. (Yani evliler için denilir)
Kolay gelsin.
Geçmiş olsun.
Başın sağ olsun.
Dostlar sağ olsun.
Hayırlı olsun.
Allah konu komşuya da göstersin.
Allah doğru yoldan ayırmasın.
Allah rahmet eylesin.
Allah gani gani rahmet eylesin.
Nur içinde yatsın.
Mekanı cennet olsun.
Toprağı bol olsun.
Su gibi aziz ol.
Tuttuğun altın olsun.
Anandan emdiğin süt helal olsun.
Güle güle, yolun açık olsun.
Güle güle git güle güle gel.
Uğurlar olsun.
Uğurlu kademli olsun.
İki cihanda aziz olasın.
Hoşça kal.
Allaha ısmarladık.
Sağlıcakla kalasın.
Elin dert görmesin.
Allah yardımcın olsun.
Sağ ol.
Var ol.
Bahtiyar ol.
Berhüdar ol.
El öpenlerin bol olsun.
Su verenlerin bol olsun.
Yaşı uzun olsun (yeni doğan çocuk için)
Allah analı babalı büyütmek nasip etsin.
Darısı başına.
Dostlar başına.
Burada vereceklerim de yine köyde, kızgınlık ve öfke anında söylenilen ilenmeler ve bed-dualardır. Alkışlarda olduğu gibi bunların içersinde de çok yaygın ve her tarafta söylenenler olduğu gibi köye yahutta yöreye has olanları da vardır.
Allah belanı versin.
Allah canını alsın.
Allahından bulasın.
Adın batsın.
İki yakan bir araya gelmesin.
Sabaha erme inşallah.
Ocağın sönsün.
Ocağında baykuşlar tünesin.
Ocağına incir dikilsin.
Sürüm sürüm sürünesin.
Gidişin olsun da dönüşün olmasın.
Gidip de dönmeyesice.
Kara haberin gelsin.
Yere batasıca
Yerin dibine girsin inşallah.
Kahrolasıca.
Allah kahretsin.
Göz kör olasıca.
Burnundan fitil fitil gelsin.
Canı cehenneme.
Çenen tutulsun.
Haram olsun.
Zehir zıkkım olsun.
Boyu devrilesice
Lanet olsun.
Allah müstahakını versin.
Cehenneme direk ol.
Yüzüne gözüne dursun.
Boynun altında kalsın.